NEDEN YAŞASIN CUMHURİYET?
1911 Osmanlı-İtalyan Savaşı başlamış. Anadolu yiğitleri, Enver Paşa, Mustafa Kemal Libya’ya koşmuş.. 1912 Balkan savaşı başlamış Bingazi, Tobruk yani Libya’dan Edirne’ye koşmuşlar bu kahraman yiğitler.
Abdurrahman Zeynel
-
1911 Osmanlı-İtalyan Savaşı başlamış. Anadolu yiğitleri, Enver Paşa, Mustafa Kemal Libya’ya koşmuş.. 1912 Balkan savaşı başlamış Bingazi, Tobruk yani Libya’dan Edirne’ye koşmuşlar bu kahraman yiğitler.
Birinci Dünya Savaşı başlamış, Galiçya, Basra, Hicaz, Süveyş, Allahu Ekber ve Çanakkale’ye koşmuşlar Türkün yiğit evlatları..
Vurmuşlar, vurulmuşlar, toprağa ruhlarını, bedenlerini vermiş, kan akıtmış, ter akıtmış vatana ve millete karşı görevlerini yapmışlar.
Yetmedi vatan toprakları işgale başlandı. İngiliz ve Fransız İstanbul’u, boğazları, Yunanlılar Trakya’yı, Egeyi, İtalyanlar Antalya havalisini, Fransızlar Adana, Maraş, Antep’i işgal ettiler. Ermeniler Doğuda, Rumlar Trabzon havalisinde cinayetlerine devam ettiler.
İşte bu ortamda Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları Samsuna çıktı. 23 Temmuz Erzurum Kongresi, 4 Eylül Sivas Kongresini yapıp Anakaraya yöneldiler, Yıl 1919 idi.
23 Nisan 1920 yer Ankara. Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Silah yoktu bulundu. Ordu yoktu kuruldu. Anadolu bir oldu, bütün oldu. Vatan kurtuldu. Sakarya’da, Dumlupınar’da ve nihayet 9 Eylül İzmir’de düşman denize dökülerek vatanın bütünlüğü sağlandı.
Lozan’da çetin müzakereler oldu. Ve nihayet barış anlaşması imzalanarak 100 yıllık barış dönemine kavuştu Anadolu. Ve yüz yıl önce bu gün Cumhuriyet ilan edilerek Türkiye Cumhuriyeti adında devletimiz kuruldu...
Yeni Cumhuriyet kuruldu ama iş o kadarda sağlam değildi. Anadolu bir baştan bir başa asırların biriktirdiği ağır yükün altında ezilmiş, savaşlar belini bükmüş, insan varlığı erimiş, geriye 13 milyon insan kalmıştı.
İnsanların yarısı hasta, sakat ve yoksuldu. Açlık, yokluk ve sefalet kol geziyordu .. Doktor yoktu. İlaç yoktu.. Hastahane yoktu, Diş hekimi, Eczacı yoktu. Olanların sayısı toplasan yüzleri geçmiyordu.
Yol yok, ekilecek tohum, ekecek nüfus yoktu. Çifte koşulacak öküz, tarlayı biçecek insan yoktu. Bu ortamda Cumhuriyet kuruldu.
Okullar inşa edildi. Öğretmenler yetiştirildi. Yollar yapıldı. Ülke demir ağlarla örüldü. Hastanenler yapıldı. Doktorlar yetiştirildi. Olmayanlar olduruldu. Yoları kesen eşkıyalar temizlendi. Adalet tesis edilerek vatandaşın cam ve mal güvenliği sağlandı.
Okuma ve yazması yüzde beşi geçemeyen ülkede İlkokullar, Ortaokullar, Liseler, Öğretmen Okulları, Sanat Enstitüleri hızla şehir, kasaba ve köylere ulaşarak okuma-yazma seferberlikleri başlatıldı.
Üniversiteler kuruldu. Başlangıçta kırk, elli olan akademisyen sayıları yüzbinleri buldu. Kuruluşta 300 olan doktor sayısı 200 binleri geçti. Üç bin olan öğretmen sayısı bir milyonu aştı. Din görevlileri sayısı iki yüz binlere ulaştı.
Edirne’den Vana, Iğdır ve Kars yaylalarından Hataya uzanan kara yolları, demir yolları yapıldı. Vatanın her yerinde yükselen fabrika bacaları, ihraç edilen sanayi ürünleri ülkemin medarı iftiharı oldu.
Evet, biz bugünlere kolay gelmedik. Açlığı, yoksulluğu, yokluğu yaşayarak, ilim ve fikirlerdeki geriliği yenerek bu günlere geldik beyler…! Bu cumhuriyetin kıymetini bilin ağalar..!
Evet, ben bir köylü çocuğuyum. Dedelerim Allahu Ekber’de şehit düşmüş. Bir dedemi Ermeniler şehit etmiş. Babam yetim büyümüş. 1940‘larda dört yıl askerlik yapmış. Anlattıkların da gözleri yaşaran bir babanın evladıyım. Tohum bulamadıkları, aç yattıklarını anlatarak bizleri büyüttüler. Giymediler, Giydirdiler, yemediler yedirdiler beni ve kardeşlerimi okutmaya çalıştılar.
Evet, beyler okudum. Öğretmen oldum. Evlendim iki evlat yetiştirdim. İki doktor.... Köylü Fevzi Zeynal’ın torunu akademisyen oldu. Daha ne yapsın Cumhuriyet…!
İşte Cumhuriyet ki, İslam köylü Süleyman’ı, Malatyalı İnönü’yü, Özal’ı, Rizeli Erdoğan’ı, Kayserili Abdullah Gülü Cumhurbaşkanı yaptı. Gerçekçi olun eğer Cumhuriyet olmasaydı bunların hangisi bu makamlara gelebilirdi..!
Milyonlarca kadın okudu. Doktor, hâkim, Eczacı, bilim insanı oldu. Cumhuriyet işte bunu başardı beyler, bunu anladınız mı?
Yüz yaşına giren cumhuriyetimiz bizlere saygınlık, güven ve huzur kazandırdı. Bütün ümit ve temennim güçlü, kadir, ileri, güçlü ve “Muhteşem Türkiye” hedefinde kenetlenerek önümüzdeki asırların Türk Asrı olması dileğimle..
Cumhuriyeti kuranlara; Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarına rahmetler diliyorum. Bu vatanı bizlere emanet eden şehit ve gazilerimize rahmetler diliyorum.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti…