11 Temmuz 2023 - Salı
ERZURUM SOKAK VE CADDELERİNDE GEZERKEN
İnsanoğlu yerleşik bir hayata başlayınca köyleri, kasabaları ve şehirleri oluşturmuş, taşıdığı devraldığı maddi ve manevi kültür öğelerini, taşına, dağına, bağına ve konağına nakşetmiştir.
Yazar - Abdurrahman Zeynel
Okuma Süresi: 6 dk.
3908 okunma
Abdurrahman Zeynel
-ERZURUM SOKAK VE CADDELERİNDE GEZERKEN
İnsanoğlu yerleşik bir hayata başlayınca köyleri, kasabaları ve şehirleri oluşturmuş, taşıdığı devraldığı maddi ve manevi kültür öğelerini, taşına, dağına, bağına ve konağına nakşetmiştir.
Bu özellik maddeyi taş olmaktan, şehirleri birer yığın olmaktan çıkarıp, ruh veren, gelecek kuşaklara yol gösteren ışık yapmıştır. Minarelerimiz gökyüzüne yükselen kartallarımız, çeşmelerimizden yere doğru süzülen sular şahinlerimizdir.
Mahalleler şehrin kültür oymakları, sokak ve caddeler gök kubbeye uzanan yol misalidir. Her gün sevdiklerinden sabah ayrılan, akşam sevdiklerine kavuşturan yollar…. Erzurum yıkılmış, yakılmış, küllerinden yeniden inşa edilmiş güzel vatandır.
Erzurum sırtını Palandöken’e dayamış Top dağından İbrahim Yınal ve silah arkadaşlarının seyrettiği, Pasinler savaşıyla başlayan Malazgirt’le sonuçlanan Türk’e vatan, yurt olan yerdir.
Nice krallıların, imparatorların, yenilmez orduların geçtiği, kavimlerin konaklayıp geçtiği, kervanların soluklanıp gittiği, Keremi misafir eden, Kadı Darir’i, İbrahim Hakkı’yı çıkaran, Emrah’la kanat çırpan, Tamburi Cemil Bey, Kemali Haydar Tel Hüner’le meşk olan kültür ve sanat şehridir.
Uyvar kalesi önünde ki kahraman Erzurumlu Abbas, Aziziye Tabyalarında vatanı ve namusu için baltayla, satırla savaşan Nene Hatun, Emine Bacı, Topal Gülizar’dır.
15 ve 16. asırlarda Osmanlı- Sefavi savaşlarında acı çeken, 1829–30, 1877–78 ve 1914–18 yıllarında yağmalanan, katliama uğrayan ve göç veren insanlık tarihinde ender görülen zulümlere maruz kalmış yetim ve mazlumlar şehridir.
Burası inançlı, imanlı, kavi, yiğit insanların memleketidir.
Bir zamanlar sokaklarında insanların sessizce yürüdüğü, evlerden nağmelerin yükseldiği, çocukların ninni ile büyütüldüğü, tırhıçlı kapılar ve avlularında su kurunları bulunan şehirdir.
Dünya değişiyor. Ülkeler gelişiyor, bunu sonucu şehirlerde değişecek. Özünü koruyarak tarihini muhafaza edip, gelişip büyüyecek… Roma da tarihi dokuya zarar verebilirmisiniz, Venedik’te binaları yıkabilirmisiniz? Elbette hayır. Peki, Erzurum’da bu böyle mi?
Sırayla başlayalım. Bilmem gördünüz mü kiremitlik tabyalarının içler acısı halini. Nerede o muhteşem savunma hattı toprak tabyalar. Şahap Paşa kışlası, Büyük ve Küçük Palandöken Tabyaları nasıl! Büyük bölümü yok olmuş durumda.
Aziziye, Mecidiye tabyalarına bakın.. Her gün biraz daha tahrip oluyor. Nerede Ezirmikli Osman Ağa Konağı, Mürsel Paşa Konağı, İstasyon Barakaları Hacı Ahmet Ağa Hanı ve kalıntıları. Ermeni canilerin Müslümanları yaktıkları tarihe tanıklık edecek bu yerler nerede?
Nerde Cumhuriyet olaylarına tanıklık etmiş Tebriz Kapı’daki Esefin kahvesi, Erzurum evleri! Evet, Şehir maddi hafızasını kaybediyor, tarihi siliniyor bu yetmez mi?
Hani tırhıçlı evler, büyük ve küçük zırzalı, tokmaklı kapılar. O tokmaklar ki büyük vurulduğunda gelen misafir erkek, küçük vurulduğunda gelen misafirlerin bayan olduğu anlaşılırdı.
Avlulu evlerin yerini çok katlı apartmanlar, konakların yerini, villalar, tokmakların yerini ziller aldı. Bu olması gerekendi. Gelişmeler bunu zaruri kıldı.
Karşı duruşumuz bunlardan dolayı değil. Estetikten, mimariden, şehir plancılığından mahrum, bahçeleri, parkları, mesire yerleri olmayan ruhsuz, estetikten uzak, imarsız, yapılaşmalardır.
Gerçekte şehir medeniyeti, kültür ve sanatı içinde barındıran ilerlemeyi ve ferahlığı temsil eder.
Ejder tepesinden bakan göz bunlardan hangisini görür. Siz hiç düşündünüz mü? Şehir kültür, irfan, musiki ve medeniyet demektir. Türküleriyle, koşmalarıyla, mani ve gazelleriyle bütünlük arz eder.
Şehir dildir. Türkçenin arı duru konuşulduğu mekânlar manzumesidir. Her mekân bu zenginliği vurgulamalıdır. Çünkü en büyük stratejik silah dil ve dilin muhafaza edilip geliştirilmesidir.
Ancak milletimiz böyle hayat bulur. Geçmişinden geleceğine özgüvenle bakar. Olması gereken bu vakaya Erzurum caddelerin de gezerek temaşa edelim.
Cumhuriyet caddesinde yürüyünce Türkçe olmayan bir sürü mağaza ismi görürsünüz. Bu tarihi Erzurum Şehrinin şahsiyetine uygun mu, siz karar verin. Sokak başlarında konuşan gençler topluluğuna bakın ne konuşuyorlar. Argo, argo…
Yüz yıl önce Piyer Loti adlı bir seyyah bir hatırasını nakleder. "Bir köy, mahalleye gittiğinizde çocuklar usul, usul oynuyorlarsa bilinmelidir ki o mahalle Müslüman Türkün mahallesidir. Çocuklar küfürler savurarak bağırıyorlarsa bilin ki orası Rum, Ermeni mahallesidir". Buna göre şehrimizi değerlendirelim, Maalesef sokaklarımızdan argolu sesler yükselmektedir.
Sevgilerimiz, duyuş, düşünüş, felsefi kanaatlerimiz, estetik anlayışımız, musikimiz ve rüyalarımız hep güzel Türkçemiz iledir. Erzurum caddelerinde Türkçe olmayan isimler, afişlerle bozulan o güzelim Türkçemizi......
Gelin hep beraber sokak ve caddelerimizi temizleyelim. Sokaklarımızı, caddelerimizi yabancı dillerden arındıralım. Temizleyelim. Şehrimizi büyük köy olmaktan kurtaralım.
Gelecek kuşaklara örnek bir Saltuklu şehri bırakalım.
Yorumlar (6)
Tüm Yazıları