31 Ağustos 2025 - Pazar

SAHİ MİYİZ?

Gösterdiğimizle olduğumuz aynı kişi mi? Değilse bu ikilik niye?

Yazar - Hatice Başkapan
Okuma Süresi: 3 dk.
326 okunma
Hatice Başkapan

Hatice Başkapan

haticebaskapan@hotmail.com -
Google News

Her şeye çok çabuk ulaşılan bir dönemde yaşıyoruz. Pek çok şey elimizin altında hatta parmaklarımızın ucunda. Peki, bu bizim için ne ifade ediyor? Tamamlandık mı, ruhumuz doyuyor mu, bunca ulaşılabilen şey arasında samimiyet var mı, hakikate mi yaslanıyor inandıklarımız?.. Gösterdiğimizle olduğumuz aynı kişi mi? Değilse bu ikilik niye?

İnsanın cenneti anlaşıldığı yerde başlıyor sanırım, cehennemi de anlaşılamadığı, duyulmadığı yerde… Anılarımız dünyadaki cennetlerimiz ve cehennemlerimiz kadar galiba. Hangisini çoğalttıysak biraz ona mı benziyoruz ne? Cennet biriktirenlerin yüzünde anlaşılmanın rahatlığı dolaşırken cehennem gibi anıları olanların her hücresinden katılık, sertlik, kızgınlık, kırgınlık, ateş akıyor âdeta. Öyle ya kim neyi toplamışsa onu seriyor yaygısına.

Etrafıma bakıyorum, tabii kendime de bakıyorum. Neyi biriktirip serdiğimizi görmeye çalışıyorum. Aldatan mı, aldatılan mı bu çağın insanı, diye soruyorum. Cennette mi, cehennemde mi?  Anlaşılan mı, kaybolan mı?.. Bunların cevabını nerede aradığımız önemli. Sosyal medyaya baktığımızda gördüklerimizle gerçekte olanlar arasındaki uçurum fikir veriyor bize. Sadece sosyal medyaya bakarsak ne kadar sosyal(!) olduğumuzu görüyoruz. Her birimiz ne kadar da mutlu insanlarız orada, ne kadar parıltılı hayatlarımız var ve ilişkilerimiz ne kadar da muhteşem. Peki, gerçekler?..

Bilmem kaç takipçinin ne kadarını ilgilendiriyor neşemiz ve kederimiz? Kaç kişi dinler derdimizi yahut biz kaçına söyleyebiliriz? Kaçı mutluluğumuzla mutlu olur, bizimle ağız dolusu güler?.. Gerçek sevgi beğeni ile eş değer mi, dahası bu beğeniler sevgiden mi? Diyelim ki öyle. Herkesin hesabı kalpli ifadelerle doluyken kameraların arkasındaki yüzlerimiz neden kederle dolu? Ya paylaşımlardaki göndermeler?.. Yoksa bunca beğeni huzur içinde olmamıza yetmiyor mu?

Hesaplarımızdaki rakamlara rağmen eksik hissediyorsak şapkayı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Duyulmanın bağırmakla, görülmenin buradayım demekle, beğeni ifadelerinin gerçek anlamda sevilmekle ilgisi olmadığını kabul ettiğimizde daha kolay yol alırız.

Elbette ki anlayan ve anlaşılanlardan olalım; cennet olsun içimiz, dışımız ve hatıralarımız. Ama bunu kendimizi ve çevremizdekileri kandırmadan, gerçek bağlar kurarak yapalım. İlişkilerimiz kablolara değil kalplere bağlı olsun. Çünkü sanalın sahte dünyası gerçeğin acılığından daha büyük yaralar açar. Değil mi ki her baş, iyileşmek için gerçek ve sağlam bir omuz arar?

#
Yorumlar (2)
Vehbi Başkapan
01.09.2025 10:07
Hatice Hanım, Yazınızı çok beğendim, güncel ve çok önemli bir konuyu biz okurların dikkatine sunmuşsunuz. Tebrik ediyor, daha iyisi ve güzeli için başarılar diliyorum.
Senem Bozoklu
01.09.2025 02:12
Sanırım serde şairlik de var... imgelerle örülmüş yazınızı bir nefeste okudum uzun soluklarla anlamaya çalışıyorum. Bir bayan olarak mutlu oldum böyle kalemi olan bayanların olmasından. tebrik ediyorum efendim.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.