NEDİR BİZE BAYRAM?
Kurbanlarımız Rabb’e, Arafat’a, erişti mi; gönlümüz yakınlarıyla hemhâl olabildi mi; bayram, bayram gibi geçti mi derken bayram nedir, ne değildir soruları düştü aklıma.

Hatice Başkapan
haticebaskapan@hotmail.com -NEDİR BİZE BAYRAM?
Kurban Bayramı’nın dördüncü günündeyiz. Hem bayram havası hem bayram vedası içinde her şey. Hem yakınlık hem uzaklık eşiği bir gündeyiz. Kurbanlarımız Rabb’e, Arafat’a, erişti mi; gönlümüz yakınlarıyla hemhâl olabildi mi; bayram, bayram gibi geçti mi derken bayram nedir, ne değildir soruları düştü aklıma.
Kurban sözcüğünün yaklaşmak (kurb), yakınlaşmak (korban) gibi anlamlarda kullanıldığını biliyoruz. Kurb kelimesi, özellikle tasavvufta “Hakk’a yakın olma”yı ifade ediyor. Tabii bu yakınlığın da -diğer tüm yakınlıklar gibi- mekânla ilgisi yok. İlk olarak insan adlı evrenin gönlünde başlıyor yakınlıklar da uzaklıklar da. Bayramımız da kalbimizde yasımız da…
Hâl böyle olunca bayramların takvimlerden taşan yanlarına bakmak gerektiğini fark ettim. Bayram, dedim, bayram… Söylerken bile ağızlarda şenlik oluşuyor sanki. Şairin kanadı kırık kuşları uçmaya başlıyor yeniden. Mevsim ne olursa olsun bir sıcaklık yayılıyor üstümüze havanın ellerinden.
Peki, her gönle aynı mı gelir bu bayram, her ağızda şenlik midir sahiden, ruhun yırtıkları yamanabilir mi bayramlarda, kalpler kurb eşiğinde Rabb’e varabilir mi, yaslar döner mi toylara?.. Nedir bayram, bayram bize nedir?
Bazen sonsuz bir kucaklamadır, affetmektir, hoş görmektir, gülümsemektir bayram. Sevmektir kalp dolusu, hasret elemektir gözlerden yanaklara damla damla, iyi dileklerle bezenip gönderilen kartpostaldır sılaya, özenle köşesi işlenip verilen bir mendildir yavukluya, insanların el ele tutuşmasıdır kardeşçe, yakın olmaktır, yakın olmanın gereğini yapabilmektir bayram…
Bir baba elidir bazen bayram. Dua dua anla değen, nasırlarından emek yayılan, merhamet akan bir el… Ana kucağıdır bayram. Her defasında sığınılan, şefkat şefkat ninni çağlayan, kederleri dağıtan bir kucak… Bu ellerin, bu kucağın yanında çocuklaşmaktır bayram, kusura bakılmayacağını bilmek, kusur aramamaktır.
Taze ekmek kokusudur bazen, buram buram yayılan, baba ocağından çıkan bir koku. Bir türküdür, zengin fakir, büyük küçük ayırmadan her gönle ulaşan. Bir sardunyadır ancak dokunanlara, hakikatine erenlere kokusunu sunan.
Bazen de bir mezar taşıdır bayram. El etmeyen, ses vermeyen, koca ömürleri iki satıra sığdıran bir taş… İçiniz burkulmasın ne olur! O taşın yalnız bırakılmayışıdır asıl bayram, ziyarettir, perdelerin kalkmasıdır, dilin gönle tercüman olmasıdır.
Güzelliktir bayram, güzel bakmak, güzel görmek, güzel düşünmek, tepeden tırnağa güzelleşmektir. Tatlılıktır; ikram edilen şekerlerden, baklavalardan çok daha üstün bir tatlılık… Çocukluktur bayram; arifeliklerle bereketlenen, okşanmamış başların okşanmasıyla cennetleşen, tozla toprakla oynansa da kir tutmayan, gönlü kara çalmayan bir çocukluk…
Hakiki yakınlık, güzellik ve tatlılıklarla dolu, gönlünüzün şen olduğu nice bayramlara…