BİLİME AŞIK REKTÖR HACIMÜFTÜOĞLU
Türkiye’nin en köklü yükseköğretim kurumlarından biri olan Atatürk Üniversitesi, bu anlamda özel bir yere sahiptir.
Esat BİNDESEN
esatbindesen@hotmail.com -
Üniversite denince aklımıza yalnızca eğitim değil, aynı zamanda araştırma ve bilgi üretimi gelir.
Zira bir üniversite, sadece öğrencilere diploma veren kurum değildir.
Toplumun gelişmesine yön veren, bilim üreten, düşünceye ve ilerlemeye ışık tutan önemli bir bilim yuvasıdır.
*
Türkiye’nin en köklü yükseköğretim kurumlarından biri olan Atatürk Üniversitesi, bu anlamda özel bir yere sahiptir.
Kurulduğu günden bu yana yalnızca eğitimde değil, araştırma ve bilgi üretiminde de büyük bir istikrar ve başarı göstermiştir.
Yayın sayılarından uluslararası sıralamalara, proje üretiminden bölgesel kalkınmaya kadar pek çok alanda gösterdiği performans, bu seçkin bilim yuvasının gücünü açıkça ortaya koymaktadır.
*
Kuruluş yıllarına dönersek, üniversitenin sadece akademik değil, aynı zamanda bölge kalkınmasına hizmet eden bir yapı olarak tasarlandığını görürüz.
Bu nedenle ilk fakülte olarak Ziraat Fakültesi’nin açılması da tesadüf değildir.
Bugün geriye dönüp baktığımızda, Erzurum’un ve Doğu Anadolu’nun gelişiminde Atatürk Üniversitesi’nin katkısının takdirle anılacak düzeyde olduğu açıkça görülür.
*
Bu büyük mirasın bugünlere taşınmasında emeği geçen bütün rektörlerimize, akademik kadroya ve üniversite çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır.
Çünkü onlar bu bilimin kalesini ayakta tutmakla kalmadılar, geleceğe de yön verdiler.
*
Bugün bu kutlu bayrağı devralan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, kısa sürede ortaya koyduğu vizyon ve yönetim anlayışıyla üniversiteyi çok daha ileriye taşıyacağının güçlü sinyallerini veriyor.
Bilime aşık bir rektör o…
Gözlemlediğimiz kadarıyla ekip çalışmasına büyük önem veren, liyakati ve bilimi ön plana alan bir anlayışla hareket ediyor.
Gece gündüz demeden çalışan bu vizyoner yönetim, Atatürk Üniversitesi’ni yeniden ulusal ve uluslararası arenada parlayan bir yıldız haline getirme gayreti içinde.
*
Kısa sürede yapılan çalışmalardan bazıları gerçekten takdire şayan:
Üniversite, dünya sıralamasında 801–1000 bandına ilk 1000’e girmeyi başardı.
Araştırma üniversiteleri arasındaki yükselişini sürdürüyor.
Nitelikli bilimsel yayın ve proje sayısında gözle görülür bir artış var.
Yurt içi ve yurt dışı işbirlikleri güçlendirildi, özel sektörle (örneğin EVYAP) ilaç hammaddesi üretimi gibi projeler başarıyla yürütülüyor.
Sağlık, mühendislik ve sosyal alanlarda AR-GE ve sosyal sorumluluk projeleri dikkat çekici boyutlara ulaştı.
Üniversitenin YÖKAK’tan 5 yıllık tam akreditasyon belgesi alması, bilimsel kalitenin bir göstergesi olarak öne çıktı.
İstihdam sayısında da artış yaşandı; İŞKUR kapsamında 3 bini aşkın kişiye yeni fırsatlar sunuldu.
Hastane hizmetlerinde dikkate değer düzenlemeler var,
Üniversitenin bazı fakülte ve bölümleri dünya listelerinde yer almaya başladı. Aynı şekilde ülkede birincilik alan bölümler var.
Ayrıca Teknofest başarıları, yeni kampüs düzenlemeleri ve şehirle bütünleşen kalkınma adımları da geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.
*
Rektör Hacımüftüoğlu ve ekibinin, araştırma, problem çözme, toplumsal fayda üretme ve küresel bilimi yakından izleme konusundaki titizliği, üniversiteyi bir adım daha öne çıkarıyor. Bu anlayış, Atatürk Üniversitesi’ni sadece bir eğitim kurumu değil, bilimsel dönüşümün ve toplumsal gelişmenin öncüsü haline getiriyor.
*
Uluslararasılaşma, dijitalleşme, yenilikçi eğitim modelleri ve çeşitlilik...
Bunlar artık küresel başarının anahtarları.
Atatürk Üniversitesi bu alanlarda da emin adımlarla ilerliyor.
*
Tüm bu çabaların, üniversitenin ihtiyaç duyduğu dönüşümü sağlayacağına ve Atatürk Üniversitesi’ni daha çağdaş, daha küresel, daha üretken bir yapıya kavuşturacağına inancım tam.
Rektör beyin vizyonu ve yönetim kapasitesi, yeni başarıların habercisidir.
*
Ve biz biliyoruz ki, bu bilim yuvası, yarım asrı aşan geçmişinden aldığı güçle geleceğe ışık tutmaya devam edecektir.
