23 Eylül 2025 - Salı
TARIM VE HAYVANCILIKLA ERZURUM VE KUZEYDOĞU ANADOLU KALKINIR MI?
Hoş köyler hayvancılığa emek verirken şehirlerde sanayi ve teknolojik kalkınmasına çaba göstersin
Yazar - Şevket DEMİR
Okuma Süresi: 11 dk.
175 okunma

Şevket DEMİR
-Önce hayvancılığın ekonomik boyutunu ve dünya ekonomisindeki ağırlığını bir incelememiz gerekir.
Dünyanın nüfusu 2024 verilerine göre küsüratları saymazsak 8 milyar civarında.
Hayvan sayıları:
Sığır :1.550 milyar adet Dünya lideri 234 milyon adet ile Brezilya lider.
2. Hindistan 193 milyon
3.-ABD 92 Milyon
20.-Fransa 17 miyon-
21. Türkiye 16 milyon-
31.Almanya 11 milyon-
63.hollanda 3,7 milyon
Kç baş: koyun ,keçi 1.1 milyar adet
1. Çin 172 milyon-
2.Hindistan 75 milyon-
3. Avusturalya 70 milyon-
4. İran 55 milyon-
7.Türkiye 44.5 milyon-
52. ABD 5 Milyon.
Piliç :26 milyar adet
Domuz:1.5 milyar adet
Ülkelere göre dünyada kişi başı et tüketimi şöyle
ÜLKE SIĞIR DOMUZ PİLİÇ KÇBAŞ TOP
ABD 39 27 43 0 110 KG
Arjantin 56 7 37 0 100
Brezilya 41 14 42 0 97
Avust. 35 22 35 0 92
AB ORT. 16 41 18 3 78
Rusya 18 21 23 0 62
Çin 4 39 10 2 55
Türkiye 10 0 19 1,5 30
M ısır 7 0 7 0 14
Diğer ülkeleride katarsak sığır eti tüketiminde dünya ortalaması 29 kg,Türkkiye ortalası 10 kg.
Buna göre dünya nüfusu 8 milyar *29 kg=322.000.000.000 kg et tüketilecek
Buna göre bir hayvan ort.240 kg et verirse 322.000.000.000:240 =967.000.000 adet hayvana ihtiyaç var. Dünyadaki sığır sayısı zaten1 milyar 550 milyon yani geriye 600.000.000 hayvan kalır. İkinci yılın yarısında üretim olmazsa dünyada hiç hayvan kalmaz, yani bu şu demek: Sadece ülkemiz değil, bazı ülkeler hariç dünyanın et üretimi yeterli değil.
Türkiyenin nüfusu 85 milyon * 10 kg kişi başı tüketim=850.000.000 kg ete ihtiyacımız var, yani 850.000.000 kg et:240 kg hayvan=3.540.000 hayvana ihtiyaç var.
Eğer dünya ortalamasında et tüketirsek;
85.000.000.000*29=2.4645.000.000 kg ete o da :240 kg hayvan=10.270.000 adet hayvan ihtiyacımız var. Toplam hayvanımız zaten 16.000.000 milyon. Kalan damızlığa yetmez.Zaten tükettiğimiz etin büyük bölümü ithal et. Avrupadan et ithal ediyoruz. Özellikle Almanya et ihtiyacını domuzdan karşılıyor, sığırı bize ve İslâm ülkelerine satıyor. Ciddi bir üretim programı ile hem ülkemizin hemde heleal et ihtiyacı ile İslâm ülkelerinin ihtiyacını karşılaya biliriz.
2024 yılında erzurumda 230.00 by baş 330.000 kç baş hayvan küpelenmiş yani bu kadar hayvan üretilerek yeni kayıt altına alınmış.
Yani; 230.00 adet sığır*100.000 ortalama birim fiyattan=23.000.000.000 tl gelir elde edilmiş. İşte hala ekonomimizi ayakta tutan para bu kara ineğin parası. İlimizde ve kuzeydoğu anadoluda sanayi yok, iklim avantajlı değil. Ulusal marketler ekonomik olarak şehri teslim almış durumda.Yaklaşık 30 bin küçük esnaf gelir idaresinden kayıt sildirmiş. Bölge insanının evine ekmek götüreceği bir işi ve iş alanı yok. Rızık ve ve en avantajlı kalkınma kapımız, hayvancılık. Erzurum'da 1180 köyümüz var. Bunun bir miktarı çok göç vermiş mezraya dönmüş. Yaklaşık 1000 köy kabul edelim.Her köyü bir çiftlik gibi düşünüp, ona göre yeniden düzenlersek, her her köyü yeniden şenlendirir, hayvan üretimini artırırsak 5 yıl içinde Erzurum bölgenin, hatta türkiyenin gelişmiş illeri arasına girer. Düşünelim ki Erzurum da her köyde kapasitesine nüfus ve büyüklüğüne göre 1500-2000 by baş hayvan yetiştirilirse yılda toplam 2 milyon civarında hayvan yetiştirilir. Bu kadar hayvanın ekonomik katkısı yaklaşık 2.000.000*en düşük 80.000 tl= 160.000.000.000 tl(yüz altmış milyar) para şehrin cebine girer.hemde bu para öyle bir paraki taban yayılmış ,köylünün cebine girmiş gelir dağılımının en adil şeklidir. Kişi başı bir milyon bölüşsek;160.000 kişi milyoner oluyor. Köylünün cebinde giren bu para ekonomiye katıldığında şehir ekonomisini müthiş güçlendirir. Şehrimize 40-50 fabrika yapılsa halkın cebine bu kadar para girmez. Hoş köyler hayvancılığa emek verirken şehirlerde sanayi ve teknolojik kalkınmasına çaba göstersin
Ayrıca köylerde kç baş,manda,kaz tavuk bunlarda ister istemez gelişir.bir %30-40 ekonomi artı büyür. Hayvan üretilirken süt üretilir.yeterli süt üretilse tereyağı yapmak,peynir yapmak için artık Hollanda kremasına bağımlılığız olmayacak,şehirde salam,sosis,sucuk üreticileri oluşacaktır.yani Erzurum artık sadece canlı hayvan satmayacak et ve sütten katma değer üretecektir. Bu sadece Erzurum için değil Türkiye için stratejik öneme haiz bir konudur.Hem ithal ettiğimiz hayvanlar için dışarıya döviz ödemediğimiz gibi, dışarıya ihraç ettiğimiz hayvan ve etten döviz girdimiz olacaktır. Erzurumun geçmişini incelediğimizde Türkiye'nin ve Orta Doğu'nun et tedarikçisidir. Erzurum geçmişte bunları yapmıştır. Rahmetli Özal döneminde Türkiye'nin ihracatı 2.100.000.000 ( iki milyar yüz milyon )iken hayvancılık tan dolayı Erzurumun ihraacataki payı 300.000.000 üçyüz milyon. Biz o dönemde elimizdeki gücün ve imkanın kıymetini bilmedik.Özal döneminde hayvancılığı teşvik ederken, teşvik alanlar bizim bölgemizdeki yatırımcıların hiç biri aldığının karşılığını vermedi, bacasını tüttürmedi.köydende göç hızlandı, hayvancılıkta sanayi gibi batının eline geçti. Mandıracılıkta ulusal markalarda batıda oluştu. Hatta civil peynirimizi adını çeçil yaparak elimizden aldılar. Hatta içimizde öyle saflar varki ürettiği peynirin üzerine binlerce yıllık civil ismini bırakmış uyduruk çeçil adını yazmış.Bu durum sadece Erzurum için değil Kuzeydoğu Anadolu, Kars, Ardahan, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Iğdır içinde geçerli. Bölge olarak hayvancılığa gerekli özeni gösterirsek bölge çok kısa zamanda hem kendine hemde ülkeye fayda sağlar.Çaba gösterirsek bu bölgede 8.000.000-10.000.000 adedinde hayvan üretebiliriz. Bunun yarısını ihraç edersek , ki dünyada Pazar fazlası ile var
5.000.000*100.000=500.000.000.000 tl(beşyüz milyar) dolara çevirisek
500.000.000.000.:41=12.000.000.000 (on iki milyar dolar) +/- % 5
para kazanırız
Avrupa'yı iyi inceleyelim. Almanya'nın Mercedes'i var Audi'si var Opel'i var Ford'u var Wolksvagen'i var daha bir sürü teknolojik gücü var, bunlara güvenip montofonu. Holştaynı, simmentali, limuzin, ha keza Fransa, Renault, peugeout,citroen,bugatti, keza İtalya ,Fiat, Ferrari,alfaremeo, iveco daha başka bir sürü markaları olmasına rağmen hayvancılığı onlar kadar önemli tutup, yürütüyorlar. Bizim öyle bir iki markamız olsa elleri cebinde gezeriz. Hayvancılığın yüzüne bakmayız. Zaten pekte baktığımız söylenemez.
Konuyu, leyleği kuşa çevirerek özetlemeye çalıştım. Çözüm önerilerimi ayrıca sunmaya çalışacağım.
EĞİTİM,TURİZM,SAĞLIK,ULAŞIM,SANAYİLEŞME VE ÜRETİM KONULARINIDA AYRICAPAYLAŞMAYA ÇALIŞACAĞIM
Selam ve saygılarımla
Yorumlar (0)