|
|||
![]() |
Kaleme Ant Olsun! | ||
Abdulnasır KIMIŞOĞLU | |||
abdlnsr.kmsgl@gmail.com | |||
“Kaleme ve yazdıklarına ant olsun” diye başlar Kur’an-ı Kerim’de Kalem suresi. Tefsir usulü ilminde “kasem / yemin / ant“ konusuna baktığımız zaman, üzerine yemin edilen her bir şey Rabbi Rahman nazarında büyük öneme sahiptir. Üzerine kasem edilmişse eğer ehemmiyeti dikkatlerden kaçmamalıdır. Çünkü kalem hafızadır. Bilginin, ilmin ve tekniğin muhafızıdır. Sözün, kelâma aktarılıp kayda girmesidir. Ayrıca yazılanın, yazanın lehine veya aleyhine olabilecek uhdesi de dikkatlerden kaçmayacak kadar mühimdir. Kalem Hakk’ı yazarsa sahibinin lehinedir. Ama batıla kalemşorlük yaparsa işte bu aleyhine döner ki bu da nahoş bir nihayet olur. Çünkü yazılanlar, kalemi tutan elin şahitleridir. Kalem tutan elin ve onu mürekkeple renklendiren fikrin kimliği bellidir. Ya hakkın rızasına uygun mürekkeple estetik ruh alır ya da batılın sisli ve kirli dünyasında kendi kendisine ve akıbetine çıkmaz lekeler sürdürür. Sen muhafaza eyle Ya Rabbi… “Kalemle yazmayı öğreten” Rabbimiz, kalemle bizlere bir simgeleme yapmaktadır. Simgeden maksadımız ilmin ve bilginin işaret edilmesi ve bu ikisiyle de tekniğin ve hikmetin kapılarını aşındırmayı bizlere öğretmesidir. Şimdi aslolan şudur kanaatimce: Kalem erbabı düz olmalıdır. Elindeki kalemine yaratanın yemin ettiğini unutmamalıdır. Mürekkep izleri daima okuyucusunu Hâk kapısına ulaştırmalıdır. Mürekkebinin rengi “sıbğatullah” olmalıdır. Ve hakeza kalem tutan ellerin bilek sesleri irfan ve marifetin terennümünde meşk etmelidir. Kalem bir pusattır. Bu pusat ki eğer sahibi elinde zülfikarlaşmıyorsa o bilek ihanet içerisindedir. Ya da yorgunluk, kalabalık ve kuru gürültüden başka bir şey değildir. Mahallemizin eli kalem tutan abileri, takip ettikleri mürekkep izlerinde kalemleriyle akıncı olabilmek için sayfalardan sayfalara gaza ruhuyla akınlar yapmaktadırlar. Haliyle bu durum da kendilerinin medeniyetimize, değerlerimize ve inancımıza karşı vazifeleri ve hizmetleridir. Bütün bunları göz önünde bulundurarak özetleyecek olursak kalem, gönül telinden ve zihin süzgecinden dökülenlerin mürekkeple şekil almasıdır. Manadan maddeye evirilmesidir. Gönül dilinin kalem vesilesiyle nazarlarımıza seslenmesidir. Tarihimizin kayda girmesi, insanlık tarihinin vesikalanması ve yazılanların fert ve cemiyet olarak leh ve aleyhte şahit tutulmasıdır. Ve şimdi çıkmış olduğum bu yolda pusatımın kalem olduğu artık bir gerçektir. Bundan dolayı kendime bir söz vermek istiyorum. Elimde ki kaleme yemin eden rabbim bu yolda çizeceğim mürekkebimi rızasına uygun eylesin. Tuttuğum bu kalem eğer ki bileğimde Zülfikar gibi batıla şahlanmayacaksa Rabbimden niyazım odur ki daha başlamadan mürekkebini kurutmasıdır. Eğer ki kalemim hakkı yazmayıp malayani gürültü çıkaracaksa paramparça olsun. İnandığım ve davasına baş koyduğum değerlerime ve mukaddesatıma sözcülük etmeyecekse, elimde ki kalem bana yüktür. Ve Rabbimden isteğim beni bu yükten kurtarmasıdır.
Netice itibariyle bütün bunları göz önünde bulundurarak merhum Galip ERDEM üstat gibi seslenmek istiyorum. Der ki: “Belki inandıklarımın hepsini yazamayacağım ama inanmadığım hiçbir şeyi yazmayacağım.” Bu sözle ilk karşılaştığımda yazı hayatına başlamamıştım daha. Ama kendi kendime şöyle bir söz verdiğimi hatırlıyorum: “Eğer bir gün ben de yazmaya başlarsam üstadın bu sözünü kendime ilke edineceğim.” Evet, şimdi kalemime ant olsun ki yazı hayatımda inanmadığım hiçbir şeyi gerçekmiş gibi yazmayacağım ve ömrüm yetene kadar da bildiğim bütün hakikatleri yazmaya gayret edeceğim. Kalemime ve temsil ettiği manaya ant olsun ilim, irfan ve hikmetten beslenerek mürekkeple estetik bir iz takip edeceğime… Kalemin fıtratına, mürekkebin hak izine ve elimde ki pusatın temsil ettiği davaya ant olsun hakkı yazıp ve batıla darbe olmak için mürekkep tüketeceğime… Fikrin ve gönlün harmanlaması neticesinde sadırlardan kalemlere neşet eden o kutlu mürekkep kokularına ant olsun kitabi bir usul seyrinde olacağıma… Son olarak Rabbimden muradım odur ki elimdeki kalem pusatıyla, cenk meydanlarında veya kurtlar masasında inandığım Muhammedî davayı müdafaa ederken emanet olan sayılı nefeslerimizin son emanetini sahibine teslim etmektir…
|
|||
Etiketler: Kaleme, Ant, Olsun!, |
|