|
|||
![]() |
Ölüm, idam, sürgün | ||
Akif BEDİR | |||
Hain darbe girişiminin ikinci yıl dönümünde “imanlı çılgın Türkler” meydanlarda yine tek yürek, tek ses idi. 81 vilayette sokaklar, meydanlar doldu taştı. Birlik, beraberlik içinde coşkumuzu yenileyerek düşmanlara korku saldık, dostu, ümmeti sevindirdik, umutlandırdık.
Batı’nın batıl düşünceleri peşinde sefilce sürüklenen ve onun sömürgeci zihniyetine hizmetçilik eden Türkiye’nin en kirli ittifakına karşı alınan 15 Temmuz zaferiydi kutladığımız.
Elindeki silahı milletimize döndüren, tanklarla sokaktaki insanı ezen, suikast timleriyle Cumhurbaşkanını hedefleyen asker kılığındaki teröristlere karşı dik duruştu alkışladığımız.
Milletin göğsünü siper ederek seçilmiş hükumetine ve devletine sahip çıkması, darbelerin tarih olduğu gündü sahiplendiğimiz.
Demokrasimizin bir kez daha darbe tehdidi ile lekelenmesine fırsat verilmeyeceğinin yüksek sesli feryadıydı alkışladığımız.
15 Temmuz kahramanları o gün tarih yazıp tarihin akış yönü değiştirirken bizlerde tarihin yaşayan tanıkları oluyorduk.
Milletin vatanına, bayrağına, liderine sahip çıktığı günün yıldönümünde meydanlar o günün coşkusuyla yine dopdolu, yine coşkulu ve aynı ruhla ayaktaydı.
Herkesi dinleyip Allah’ı dinlemeyenler…
Şerefini, beraberinde insanlığını kaybedenler…
Siyonist Yahudi lobilerinden Papa hazretlerine, Masonik mahfillerden dış güdümlü siyasilere, münafık merkezlerden kirli örgütlere, Haçlı zihniyetli emperyalist güçlerden, uluslararası karanlık şebekelere gönül bağı olan siyasi figürler yeniden milletin lanetine tanık oldular.
ABD’de konuşlu İsrail lobisinin emir kulu olup devletin kılcal damarlarına sızmış, kirli ittifaklarla, operasyonlarla iktidarı yıkmaya çalışan solucanlar…
Akıl kirlenmesi, vicdan tutulması, kalbin durmasıyla atılmadık yalan, memlekette kandırılmadık insan bırakmayan, dini inancı dünyevileştirip, hatta araçsallaştırarak vatana, millete en önemlisi de dine ihanet eden gafiller milletin gazabıyla karanlığın girdabında yokluğa mahkûm edildiler.
Dergâhında umutsuzluğu, ikiliği, fitneyi besleyen sahte mehdi…
Ateşler salarak, lanetler okuyarak, ağlayarak, beddua seanslarını yöneterek kendi sürüsünü milletin üstüne salan “okyanus ötesi kâhini”…
Hilafet makamına gözü olan, bütün Yahudi ve Hristiyan âleminin beklentilerine cevap vermek için kendisine eylem planı hazırlayıp gayri meşru yollarla rejim değiştirip, hükümet yıkmak için harekete geçen sahte halife…
Gönül dili diyerek incinmekten, kırılmaktan, hassasiyetten dem vurup muhatabını Firavunlukla, Karunlukla, Yezidlikle suçlayan modern Yezid…
Çamur at izi kalır mantığıyla çirkin ve ahlaksızca saldırılar, karalamalar yapan ve emniyeti, yargıyı, bürokrasiyi karanlık operasyonlarla ele geçiren şer şebekesinin patronu milletin laneti, kini, bedduası ve küfrü okyanus ötesine kadar uzanıp boynuna geçti.
Bu hainlerin milli irade tokadından sonra adaletin şamarını yemeleri, adalet önünde hesap veriyor olmaları milletin öfkesini, lanetini dizginlemeye yetmiyor artık.
Yurtdışına kaçan hainlerin uzaklardan, sığındıkları “Türkiye düşmanı” ortamlardan fesadı sürdürmeye devam etmeleri, bu şerefsizlerin diplomatik yollarla iade girişimleri gönüllerdeki burukluğu, yüreklerdeki öfkeyi dindirmiyor artık.
Millet, bu şeref yoksunu mahlukatların ceza evlerinde beslenmesinden nefret ediyor ve her platformda “idam” diye feryat ediyor.
Halkın helikopterleriyle, uçaklarıyla Gazi Meclisimizi bombalayan, kışlada askerlerimizi, karakolda polislerimizi vuran, tanklarla halkın üzerinden geçen, ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının üzerine ölüm mangaları gönderen, darbeye karşı onurlu ve dik duran sokaktaki insanların üzerine kurşun yağdıran FETÖ mensuplarının boyunlarına yağlı urgan geçirilmelidir.
Millet, bu alçakların, şeytanın çocuklarının mahkemelerle dalga geçercesine cevaplarından, masumları oynamalarından, şeytani akıllarından küplere biniyor, çıldırıyor.
Millet, bu hainlerin yurt dışında gülücükler dağıtarak dolaşmasına isyan ediyor ve en azından birkaç tanesinin ölümle tanışmasını ve diğerlerinin de bu korkuyu her an enselerinde hmelerini arzuluyor, bekliyor.
Millet, kendilerinden olmayan herkesi tehlike gören hastalıklı anlayışın, karanlık yapının ve bu yapı mensubu zavallıların bu topraklardan atılmasını istiyor.
Her türden devlet sırrını, her türden stratejik planı deşifre ederek istikbal arayan bu karanlık yapıyı ve kendisini kâinat imamı zanneden bir zavallıyı, ihanetlerini, 15 Temmuz’da yaşananları anlatmaktan ve hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Bir yanda vekâlet savaşlarının aşağılık uşakları, öte yanda liderinin peşinde yürüyen millet.
Bir yanda demokrasi destanı yazanlar, öbür yanda sureti haktan gözüken şeytanlar.
Allah adına, hoşgörü adına mangalda kül bırakmayan, ancak ahlaksızlık ve haysiyet cellatlığı yapan kimliksiz ve kişiliksiz Haşhaşi çetesinin “kripto” yapısının da çökertilmesini bekliyor.
Kaçaklara ölüm, mahkûmlara idam, yardakçılarına sürgün en güzel çözümdür.
Hepimizin 15 Temmuz’un ruhunu korumakla yükümlüyüz.
|
|||
Etiketler: Ölüm,, idam,, sürgün, |
|