|
|||
![]() |
Gidişat nereye? | ||
Akif BEDİR | |||
Dünyada insanlığın gidişatı kontrolsüz ve sağlıksız... Sadece tüketim çılgınlığı peşinde koşan, makam ve paraya tapan, egolarının pençesinde kıvranan, medya, sanal dünya, film, futbol gibi neredeyse hayatın bütün alanlarını şekillendiren bütün mecralarda, hız, haz ve ayartı peşinde koşturup duyarlıklarını yitirmiş, insanlığın sorunlarına yabancılaşmış, düşünme melekeleri dumura uğramış, sorumluluk bilinci sıfırlanmış insanlar kümesi haline geldi bütün dünya milletleri. Kendi nefsani arzularına, kendi çıkar, menfaat ve şehvetine tapan insanlar topluluğu... Yalanlara, sahtekârlıklara inanmayı bir inanç haline getirip, yalanın kutsallaştırılmasına, zihnen fikren sahtekârlığa yönelmesine sebep olabilen, ölümlerin, zulümlerin gerçek olduğu bir dünyada yaşayan ve sessizliğiyle memnuniyetini ikrar eden insanlar. Müslüman milletler ve bizler farklı mıyız? Kocaman bir hayır… Dönüştürüldük, taşıdığımız değerlerimizin hepsini bir yerlerde bıraktık, maddi ve manevi kirlenme yolunda o kadar azimle çalıştık ki kardeşlik, yardımlaşma, kanaatkârlık, tevazu, fedakârlık, diğergâmlık gibi bizi var eden değerlerimiz yok olurken sessizliğimizi bozmuyoruz. Şahsiyetimizi ve kalbimizi kirleterek, karakterlerimizi, yaşantımızı, işimizi, akrabalık ilişkilerimizi, toplumsal ilişkilerimizi ve insanlığımızı lekeleyerek kendimizi geliştirdik, yeniledik, sözde medenileştik. Erdemimiz yok oldu, dürüst davranmamaya, dürüst konuşmamaya, dürüst yaşamamaya, dürüst üretmemeye, dürüst iş yapmamaya başladık. Ülke menfaatleri, ülke gerçekleri, dostluklar, kardeşlikler makam için, para için, şan şöhret için ayaklar altına alınıp çiğnenir oldu. Utanç tablosu, çığırtkanlık, çirkinlik sıradanlaştı, bizleşti… Gönlümüzü, soframızı, kapımızı kapalı tutar olduk. İnsanların acılarını ve sancılarını, sevinçlerini ve sürurlarını paylaşmaz, iyi günde de kötü günde de, yanlarında olur gibi yapar olduk. Gayri Müslim milletler dünyanın oyun ve eğlencesinin peşinden koşarlarken Müslüman milletler de onların peşinden koşar oldu. Öldürülen masumlar, annesiz babasız kalan çocuklar, vatansız kalan insanlar, namusu kirletilen kadınlar, kıyıya vuran cesetler, soğuktan donarak ölen bebekler, açlıktan ölen insanlar Müslümanım diyen insanlar için küçük bir teferruat mesabesinde kaldı. Düşünmüyoruz, akletmiyoruz, ibret almıyoruz. Çin’den yayılan küçücük bir Virüs bütün dünyanın kalbini hoplatmaya başladı. Suudi Arabistan’ı çekirge sürüleri istila etti. Çekirgelerle hiçbir yöntemle başa çıkılamıyor ve yeşillik adına önlerine gelen ne varsa kurutup gidiyorlar. Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere 300’den fazla ürüne zarar veren kahverengi kokarca diye bilinen zararlı böcek hızla yayılmaya devam ediyor. Ve depremler… Allah biz ibret alalım diye bu tür olaylar meydana getirirken, hangimiz bu hadiseden kendisine ders çıkarıyor? İslam coğrafyasına bomba yağarken, günahsız masum çocuklar can verirken kalbimiz burkulmuyor. Afrika’da çocuklar açlıktan can verirken sessiz durup, oralara el uzatmıyoruz. Attığı her adımda menfaatini düşünen, yarının endişesiyle zulme karşı sessiz duran ve sürekli kıvıran, renksiz, karaktersiz ve kişiliksiz insanlar olduk. Bir genç, kızla metrobüste öpüşürken, yolculardan duyarlı biri rahatsız olduğunu söylüyor. Ahlaksızlık boyutlarını aşan gençler “burası Suudi Arabistan değil” diye edepsizce cevap veriyor. Metrobüsteki yolcular da trene bakar gibi sessiz sedasız olayı seyrediyor. İşte bizim hali pür melalimiz. Yolun ortasında Galatasaray bayrağı üzerine secde eden bir ahlaksız utanmadan bu halini de sosyal medyada resmediyor. Ayetlerde anlatılan Lut kavminin rezilliği aleni bir şekilde ülkemizde yaşanıyor fakat umursamıyoruz. Hepsinin üzerine isimleri yazılmış taşların yağmur misali yağdığını ve o taşın değmesiyle beraber sapkınları taşa çevirdiğini, üstelik üzerinden bin yıllar geçmiş olmasına rağmen taşa dönmüş bir neslin biz görüp akıllanalım diye kaybolmayıp gözlerimizin önünde durduğunu bildiğimiz halde, sessiz kalmaya devam ediyoruz. Müslüman, şuursuzca girmiş olduğu bu yalan dünyadan, tapmış olduğu putlardan kendisini soyutlayıp, gerçek dünyaya dönemez ise, Allah kendi oluşturduğu putlara tapan bizleri de helâk edecektir. Peki, bizler hâlâ ibret alıp niçin düşünmüyoruz? Gördüğümüz yanlışları elimizle, dilimizle düzeltmeye çalışmazsak, insanları uyarmaz ve doğru olana çağırmazsak, öylesi bir şey başımıza geldiğinde, kıldığımız namazların, tuttuğumuz oruçların hatta ibadetle geçirdiğimiz gecelerin bizi kurtarmayacağını akletmiyoruz. Yüce Rabbimiz bize “Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir” diyor. Hemen ardından “Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır” diye uyarıyor. Ve sonra da soruyor: “Hala akıllanmayacak mısınız?” |
|||
Etiketler: Gidişat, nereye?, |
|