|
||
M.Hanefi İspirli ile Palandöken Dergisi'ni söyleştik | ||
M.Hanefi İspirli ile Palandöken Dergisi'ni söyleştik | ||
KÜLTÜR-SANAT Haberi | ||
![]() |
||
|
||
Erzurum'da Palandöken dergisi diye bir dergi çıkardınız 90'lı yıllarda. Ne gibi zorluklar çektiniz? Evet, Palandöken dergisi diye bir dergi… Dergiler arasında bir dergi olarak kaldı işte. İçerisinde bu kadar acıyı barındıran bir dergi daha var mıdır bilmiyorum? Edebiyat için yola çıkmış; gençleri önceleyen, onları ustaları ile buluşturmayı amaçlayan bir dergiydi Palandöken. Anadolu'da dergi çıkaran hemen her dostun çektiğine yakın zorluklar çektik tabi. Ama bizim asıl acımız derginin Yayın Kurulu'nda yer alan üç karanfili peş peşe kaybetmemiz olmuştur. Hasan Ali Kasır, Hüseyin Alacatlı ve Nazir Akalın. Bu yüzden o acıyı barındıran diyerek söze girdim. Elbette ki, maddi zorluklar, dağıtım sıkıntısı, uykusuz geceler, ben niye yer almadım sitemleri gibi birçok zorluk yaşadık.
Kimin desteği oldu maddi olarak? Maddi açıdan zorlandığınız oldu mu? 90'lı yıllarda; sanırım bunu yapan ikinci dergi olmuştuk. Ücretsiz bir edebiyat dergisi olmak için yola çıkmıştık. O yıllarda Erzurum'da öğretmen olarak görev yaparken, diğer taraftan gazetecilikle uğraşıyordum. Yazıp çizdiğim gazetenin sahibine ücretsiz edebiyat dergisi fikrimi açtım. Gön görmüş, elli yıldır gazetecilik yapan biriydi, beni de çok severdi. Bana olan sevgisini güngörmüşlüğü ile birleştirince kabul etti dergi fikrimi Kemal Alyanak. Rahmetle anıyorum şimdi. Ve başladık. 1. sayı, 2. sayı, üç, beş derken 16 sayı çıktık o minval üzere. Ama belli bir sayıdan sonra, gazeteye fazla yük olmasın diye maaşımla göndermeye başladım dergiyi abonelere. Bin civarında bir okuyucuya ulaşıyorduk. Maddi zorluklar zaten Anadolu dergilerinin cellâdı. Birkaç sayı sonra da ben de taşıyamaz oldum tabii. Kapanmak zorunda kaldık.
Ne gibi tepkiler alıyordunuz dergi olarak? Çok hoş, anlamlı tepkiler alıyorduk tabi. Öyle yerlerden mektuplar geliyordu ki onları hala saklarım. Hakkâri'den tutun da, Edirne'ye kadar; köylerden bile tepkiler alıyorduk. Bir ara dergiye pul göndersinler diye bir şey yaptık. Bir sayı kadar sürdü. “Sigaraya vermiyorum size gönderiyorum pul olarak” diyerek zarfın içerisine pulları koyarak gönderin okuyucumuz bile vardı.
Yazar ya da şair tutmak, ya da öne çıkarmak. Böyle bir anlayışımız olmadı. Mesela her sayıdan önce yayın kurulu toplanır gelen ürünleri değerlendirirdi. Ben dâhil, birçok arkadaşın şiir veya çalışmasının yayın kurulunun isteği ile dergiye girmediği olmuştur. Belli ilkelerimiz vardı tabi. Birinci sırada edep vardı bi kere. İkinci sırada kalite vardı. Ve hayatımızın hiçbir döneminde taviz veremeyeceğimiz inancımız.
Belli isimler zaten yazıyor, şiirleri ile tanınıyordu. Ama benim kendisinden umutlu olduğum birkaç isim ne oldu, şimdi nerededir bilmiyorum. Mesela hikâyelerini büyük bir umutla yayınladığımız Mustafa Uğur Başer, mesela şiirlerini okurken tat aldığım İbrahim Yolalan.
Sahi nerdeler bu isimler acaba... Dergicilik size neler kattı diye sorabilir miyim? Birey olarak bana çok şey kattı. Bir çok güzel insanla tanıştım. İsimlerini bildiğim kişilerle yüz yüze tanıştım. Şiirlerimi daha çok kişiye ulaştırdım. En önemlisi gençlerle tanıştım. Mesela Asım Gültekin'i tanıdım… Ama en başta dediğim gibi üç dostumu kaybetmemle aynı zamana rastlaması beni hep ürpertti. Bu da bir kayıptır aslında. Ürünlerimi engelledi demeyelim de azalttı diyelim. O yıllarda böyle internet veya hızlı bir şekilde bilgiye ulaşma şansızımız yoktu. Mektup ve bir de telefon. Her sayı için ortalama yedi gün çalıştığımı düşünürseniz azalmanın sebebi anlaşılır. 16 sayı çıktık. Benim elimde tek bir cilt olarak var. Birçok arkadaşın ciltletip kütüphanesine koyduğunu da biliyorum. Kimler devam etti? Palandöken'in kalitesi kendinden sonra da bu isimlerle perçinlendi. Dergide yazan isimlerin bir çoğu yazmaya devam ediyor. Nurullah Genç başta olmak üzere, Taceddin Şimşek, İsmail Bingöl, Rıdvan Canım, Turan Karataş, Selami Ece, Yılmaz Güneş ve zaten kaybettiğimiz üç kardeşimiz.
Üç tane kitap var yayıma hazır olan. Şiir ve deneme bunlar. Şiir matbaada takıldı. İsmini HİÇKİMSE koydum. Bakalım nasip, bir şekilde yayımlanacak artık.
Eyvallah!
Asım Gültekin konuştu! (Bu metin 2009 yılında DÜNYABİZİM.Com'da yayımlanmıştır) |
||
|
||
Etiketler: M.Hanefi, İspirli, ile, Palandöken, Dergisi'ni, söyleştik, |
|